NET TÜRK - Fındığın can damarlarından, doğasıyla göz kamaştıran Karadeniz şehri Ordu, son yılların en ilginç ve çekişmeli seçimine gidiyor.

Yıllardır AKP hâkimiyetinin açık olduğu bu şehirde 24 Haziran seçimleri, AKP için de bir sinyal ya da kırılma niteliği taşıyordu. 24 Haziran’da AKP, Ordu’da 2002 seçimlerinden bu yana en düşük oy oranıyla karşılaştı ve oyların yüzde 49’unu aldı. Yine de bu oran, Türkiye ortalamasının üstündeydi.

Aynı şekilde bu oy kaybından en fazla yararlanan parti de MHP oldu. MHP 24 Haziran’da Ordu’da AKP dönemindeki genel seçimlerde elde ettiği en yüksek oy oranı olan yüzde 17’ye ulaştı. Yani ittifaktaki geçişlilik, MHP’ye yaradı. 31 Mart yerel seçimleri için AKP-MHP (Cumhur İttifakı) AKP adayında uzlaştı ve eski bakan Hilmi Güler ittifakın ortak adayı oldu.

Normal şartlarda son seçimde toplamda yüzde 66 oy oranına ulaşmış iki partinin büyükşehir seçimini rahat kazanması beklense de, sahadan edindiğimiz izlenim, ittifakın bu oy oranına bu kez ulaşmasının mümkün olmadığı yönünde. Seçimin sonucunu, blokun ne kadar oy kaybedeceği belirleyecek özetle.

AKP-MHP ortak adayı eski bakan Hilmi Güler

ÜÇ İSİM ÖNE ÇIKIYOR!

Bunda bir yandan ekonominin can acıtan halinin; diğer yandan da yine eski AKP’li bakan İdris Naim Şahin’in Saadet Partisi’nin adayı olmasının etkisi var.

Aday sayısı daha çok olsa da, sahada öne çıkan üç isim var: AKP-MHP ortak adayı eski bakan Hilmi Güler, CHP-İYİ Parti ortak adayı CHP milletvekili Mustafa Adıgüzel ve Saadet Partisi adayı, yine eski bakan İdris Naim Şahin.

Ordu, muhalefet adaylarının en son açıklandığı şehir. Bunda İdris Naim Şahin isminin neredeyse tüm muhalefet partileriyle anılmasının ve muhalefet partilerinin bu noktadaki tereddütlerinin payının olduğunu belirtelim.

İdris Naim Şahin programının yoğunluğu gerekçesiyle görüşme talebimizi kabul etmedi. Memleketi Ünye’de Saadet Partisi’nin belediye başkan adayı ve aynı zamanda Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi olan Veysel İlhan ile bir görüşme gerçekleştirdik.

İdris Naim Şahin’in en son aşamada Saadet Partisi’ne gelerek bu partiden aday olmayı kendisinin talep ettiğini aktardı. Yani İdris Naim Şahin bu seçimde aday olmak için epey istekli davranmış görünüyor.

CHP-İYİ Parti ortak adayı CHP milletvekili Mustafa Adıgüzel

SONUCU TEPKİ BELİRLEYECEK!

Sahada, iktidara uyarı niteliğinde bir “sarı kart” göstermek isteyen seçmen açısından iki seçenek olduğu görülüyor: AKP-MHP blokundan keskin bir kopuşa hazır hale gelen seçmen için CHPİYİ Parti adayı Mustafa Adıgüzel ve AKPMHP blokuyla ideolojik ve siyasi geçmiş bakımından uyumlu bir yumuşak geçişe eğilimli seçmen açısından da Saadet adayı, eski AKP’li bakan İdris Naim Şahin. Ama şurası açık ki seçim sonucunu iktidara tepkinin dozu belirleyecek.

Erdoğan’ın da Ordu seçimlerine özel önem verdiği, mitinglerinden anlaşılıyor. Adaylar da belirtti; biz de gözlemledik: Sahada iktidarın beka stratejisi belirleyici değil; ana gündem ekonomi. Hatta AKP adayları da iktidarın genel beka söyleminin dışına çıkıp daha çok ekonomiyle, istihdam ve üretimle ilgili mesajlar vermeye çalışıyor. Çünkü seçmenle karşılaştıklarında ilk açılan konu bu. O nedenle AKP-MHP genel stratejisiyle, yereldeki AKP stratejisi birebir uyumlu değil.

Gazeteci Ulvi Gündoğdu ile de buluşuyoruz Ünye’de. “Anketleri rahmetli babam, Okuyorum Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Doğan Gündoğdu döneminde yapıyorduk. Artık yapmıyoruz. Anketlerin güvenilirliği yok. Geçmişte ‘muhalefet mi var’ dendiğinde ‘aslında AK Parti’ye oy vereceğim’ denmiş oluyordu. Bu kez böyle değil tablo” diyerek gözlemlerini özetliyor. Gündoğdu’ya göre “Ordu’da yarış Hilmi Güler ile İdris Naim Şahin arasında ve bıçak sırtı.”

ADIGÜZEL: BU SEÇİM AKP'YE 'SARI KART' GÖSTERME FIRSATI

CHP-İYİ Parti (Millet İttifakı) Ortak Adayı Dr. Mustafa Adıgüzel ile Fatsa’da buluştuk. Yoğun seçim çalışmalarının ardından gözlemini, “3 genel seçim, bir de referandum yaşadım sahada. İlk defa havayı kendi lehimize bu kadar iyi görüyorum” sözleriyle özetledi.

Adıgüzel’e göre; “Ordu her zaman Türkiye siyasetinin aynası oldu. Türkiye’deki genel durumdan etkilenmemesi mümkün değil. İkincisi, Ordu’da genel ve yerel yönetimin fındık, altyapı ve su gibi konularda verdiği sözleri tutmadığı görülüyor. Bu yüzden de hava farklı. Bunun bir yerel seçim olması, özellikle belirleyici olan Ak Parti seçmeninde “nasıl olsa bu bir genel seçim değil; bunu bir sarı kart gösterme yolu olarak kullanabilirim” düşüncesini uyandırıyor.”

Adıgüzel’e sahada “beka” mı yoksa ekonomi mi önde sorusunu yöneltiyoruz. Ekonomi, diyor. Vatandaşın ekonomik sorunlardan ve toplumsal ayrışmadan şikâyetçi olduğunu belirtiyor özellikle. “Benim projelerimin ana gövdesini kadınlar, anneler oluşturuyor. Kadınlar gerilim istemiyor. Çocukları için endişeli insanlar. ‘Benden bir isteğin var mı?’ dedim bir hanımefendiye, ‘Huzur’ dedi” sözleriyle özetliyor durumu.

Diğer adayları ve kendisinin seçilme şansını soruyoruz. Yanıtı şöyle: “AK Parti seçmeni Hilmi Güler’le sarı kart göstermez. İki aday kalıyor geriye. Erdoğan’la hiç anlaşamayacak, kavgalı biriyle, yani İdris Naim Şahin ile mi, yoksa benim gibi biriyle mi sarı kart gösterir? Buna bakmak gerekir. İki aday birbirinin kopyası. Siyasi kökleri aynı, ikisi de kurucu. Benim olmadığım bir tablo düşünün Ordu’da. Ne kadar kötü bir tablo olurdu. CHP aday göstermeyerek başka birinin önünü açtı diyeceklerdi, kullanamıyorlar şimdi.”

FARKINI ORTAYA KOYACAK

Adıgüzel’in gözlemlediğimiz kadarıyla stratejisi iki ayaklı. Birincisi, rakiplerinin aynı kökten geliyor olması nedeniyle bir farklarının olmadığını vurgulamak ve farklı bir Ordu isteyenlere kendisini asıl seçenek olarak sunmak. İkincisi de, gençleri, kadınları ve ekonomiden rahatsız tüm kesimleri kendi etrafında toplamak. Özellikle öne çıkan projeleri de bu sosyal içerikte. Hekim kimliğinin de herkese hizmet eden bir nitelik taşıdığını ve toplumsal ayrışmadan rahatsız Ordu seçmeninin bunu dikkate alacağını düşünüyor. Sahada İYİ Parti’nin daha çok Saadet Partisi adayı Şahin etrafında bir ittifak gerçekleştirdiği yönündeki izlenimimizi sorduğumuzda, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Trabzon mitinginde yaptığı konuşmayı hatırlatıyor. Akşener bu mitingde “Millet İttifakı’nın Ordu adayı” olarak ilan ediyor Mustafa Adıgüzel’i. Yine de gözlemimiz, özellikle İYİ Parti’nin il teşkilatının Şahin ismini aday olarak ilan etmiş olmasının yerelde Saadet Partisi adayı İdris Naim Şahin’e bir oy kayması yaratabileceği yönünde.

Saadet Partisi adayı İdris Naim Şahin

SP'Lİ İLHAN: ŞAHİN KENDİSİ ADAY OLMAK İSTEDİ

Ünye’de Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyeleri Veysel İlhan ve Muammer Bilgiç ile buluşuyoruz. Veysel İlhan aynı zamanda Saadet Partisi’nin Ünye belediye başkan adayı. Fındık üretimiyle öne çıkan 126 bin nüfuslu ilçe, Ordu büyükşehir seçimlerinde de belirleyici olacak. İdris Naim Şahin’in Ünyeli olması da bir etken. Bir başka Ünyeli de, AKP’de siyasi hayatını sürdüren Numan Kurtulmuş. O da sahada.

Önce İdris Naim Şahin’in aday yapılmasını soruyoruz. Neredeyse her muhalefet partisiyle adının anıldığını söylüyor Şahin’in. “Bize başvurduklarında ‘Korkmazsanız Saadet Partisi’nden aday olmak istiyoruz’ dediler. Biz de kabul ettik. Biz zaten 5 yıllık süreç içinde de temastaydık. Aday olmasaydı, neticesi belli bir seçime girecektik Ordu’da. Şahin resmi olarak çatı aday olmasa bile, toplumda kabul gördü. Özellikle kırsalda AKP oyu çok yüksek. İster istemez geçmişinde AK Partili kimliği olan bir isim bizim için önemliydi” sözleriyle devam ediyor.

ATATÜRK MODELİ

Veysel İlhan’a göre “AK Partili seçmen bir çıkış kapısı arıyor, ama bu kapıyı çok da uzaklarda aramıyor.” Bu noktada stratejilerini “şimdilik biz de o kapıyı açmaya çalışıyoruz” cümlesiyle özetliyor. Bu kapının Saadet Partisi ve İdris Naim Şahin olacağı yönünde bir umut taşıyor Saadet Partisi’nin yereldeki kadroları. Bu kapı sayesinde de parti tabanını yeniden yerel iktidar yarışı heyecanına çekebildiklerini düşünüyorlar.

“Vatandaşa göre en önemli sorun ne” sorumuza, “ekonomi” yanıtını veriyor Saadet Partililer de. “Arazide beka üzerine hiçbir şey duymadık. Yerelde AK Parti kadroları da propagandalarında bekayı hiç kullanmıyor” saptamasını ekliyor İlhan. İlhan’a en önemli vaatlerini sorduğumuzda, “üretim, üretim, üretim” diyor.

Son olarak, Atatürk’ün kurduğu modelle bir devamlılık içinde anlatıyor yapmak istediklerini: “Genç Cumhuriyetin Atatürk’le kurduğu model birinci örneğimiz ekonomide. Ardından Ecevit-Erbakan hükümeti dönemi ikinci üretim modelimiz. Bugün üçüncü modeli burada, çevre ilçelerle birlikte gerçekleştirebilirsek, Türkiye’ye de etki edebiliriz” diyor İlhan. Üretim ve kooperatifçilik merkezli bir model yaratmak istediklerini söylüyor.