NET TÜRK TV
Kur'an'da var diye çocuklarınıza sakın bu isimleri koymayın. Ünlü gazeteci 'mübareklikle falan alakası yok' diyerek açıkladı.
Anne-babalar isimde önemli olanın, anlamının güzel olması, yaşadığı toplum ve kültüre yabancı olmaması görüşünde mütabıksa bu haber onlar için. İşte gazeteci Bahri Kayaoğlu'nun konuyla ilgili notları:
ÇOCUKLARA VERİLEN ARAPÇA İSİMLERİN ANLAMI
Bahri KAYAOĞLU
''Sanem'' arapçada put demektir.
''Necla'' da şaşı demek mesela...
''Gülsüm'' ise gariban, zavallı kimsesiz kişi.
Cennet bahçesi olarak bilinen ''İrem'' ise Allah'ın gazabına uğrayan sahte cennettir!
"Aleyna'' mesela, yine sıkça kız çocuklarımıza koyduğumuz bir isimdir ama onun da anlamı ''üstümüze bela, sıkıntı aksın'' demektir.
Ve yine mesela ''Kezban'' ismi Kur'an'da geçiyor diye kızlarımıza veriyoruz ama aslen Kezban yalancı demektir. Çocuğa bu ismi koyarsanız, 'yalancı, yalancı' diye çağırmış oluyorsunuz!
Hele hele, Bekir, yahu deve yavrusu' demektir.
(Bu arada Hz. Ebubekir'in ismi Abdullah'tır, Ebubekir lakabıdır, bunu karıştırıp mevzuyu sulandırmaya, çarpıtmaya ya da traşlamaya kalkmayalım size zahmet!
Rümeysa mesela, ''gözü çapaklı kadın'' demektir.
Ve yine mesela çocuklarına ''Saniye'', ''Rabia'', ''Selase'' ''Vahide'' gibi anlamlı ve kutsal isim koyduklarını zannedenler aslında onlara numara verdiklerinden bihaber!
Vahide dediğinde birinci, Saniye dediğinde ikinci, Selase üçüncü, Rabia ise dördüncü demek oluyor.
Yani mübareklikle falan da asla alakası yok...
Çünkü Arap kültüründe, kız çocukları insandan sayılmadığı için, kızı olanlar onlara isim vermez numara verirlerdi.
Mevzu bundan ibaret!
Kısacası örnekler tonla ama buraya sığmaz şimdi...
××××
(NOT: İnanmayanlar Prof,Dr.Süleyman Ateş'ın, "Rümeysa ismi sakıncalı mı?" makalesini ve Yrd.Doç.Dr.Hayrettin Öztürk'un "Bu isimleri çocuğunuza vermeyin" başlıklı makalesini okusun lütfen)
www.netturk.com.tr