NET TÜRK TV

ANALİZ'HABER - Hollywood filmi izliyor gibiyiz ama değil, bu sefer her şey gerçek! Hani şu ajanların şık giyindiği, jöleli saçlarıyla koşuşturduğu, her şeyin son anda kurtarıldığı aksiyon filmleri var ya… İşte, İsrail bunu gerçek hayatta yaptı! Mossad, tam beş bin Hizbullah militanının cebindeki çağrı cihazlarını tek tuşla patlattı.

Düşünsenize, adam cebine koyuyor cihazı, “Bu güvenli, bundan bana bir şey olmaz” diyor, Mossad uzaktan bir düğmeye basıyor, adamlar havaya uçuyor! Tek tuş, tek hamle, bir anda beş bin militan. Evet, şaka değil, resmen böyle oldu.

Şimdi, Ortadoğu dediğimiz yer zaten karmaşa dolu, herkes birbirine düşman, herkesin elinde silah, herkesin gözü kulağı bir yerlerde. Ama bu olay başka! Adamlar resmen yıllardır bunu planlamış. Mossad bu işin arkasında, kimse inkâr etmiyor artık. Beş bin militanın aynı anda havaya uçması nasıl açıklanabilir ki? Bu, film gibi bir şey ama gerçeğin ta kendisi.

NASIL OLUYOR BU İŞLER?

Bakın, olay şu: Hizbullah yıllardır Mossad’ın dinleme cihazlarından kaçmak için bir yöntem arıyordu. Cep telefonlarını yasakladılar, dediler ki “Bizi izliyorlar, cep telefonundan uzak durun.” E tamam, peki ne kullanalım? İran’dan dediler ki, “Biz size güvenli çağrı cihazı gönderelim.” Hizbullah da hiç sorgulamadan kabul etti tabii, İran’ın gönderdiği her şeyi güvenli sanıyorlar. Peki, bu güvenli dedikleri cihazları kim yapmış? Mossad! Evet, Mossad, yıllar önce Macaristan’da bir şirket kurmuş. Adı ne? BAC Consulting KFT. Hemen ordan almış cihazları, Tayvan’dan teknoloji çalmışlar, cihazların içine minicik patlayıcı yerleştirmişler. Öyle bir ince işçilik ki, cihazın bataryasının hemen yanına beş gram patlayıcı koymuşlar, üstüne bir de tetikleme mekanizması yerleştirmişler. Plan büyük, her şey hazır. Yıllarca bu cihazlar Hizbullah’ın militanlarına dağıtıldı, kimse fark etmedi.

Adamlar cep telefonlarından uzak duruyor diye seviniyorlar ama cebindeki çağrı cihazının bir saatli bomba olduğundan habersizler. Resmen Hizbullah’a dağıtılan bu cihazlar, Mossad’ın elinde bekliyor. Mossad düğmeye basacağı günü kolluyor.

KİMSE ŞÜPHELENMİYOR MU?

Tabii işler planlandığı gibi gitmez her zaman. İki Hizbullah militanı, ellerindeki cihazlardan şüphelenmiş. “Bu cihazlarda bir gariplik var” demişler. Bunu duyunca, Mossad paniklemiyor, aksine hemen harekete geçiyor. Hadi bakalım, düğmeye basıyoruz! Tüm cihazlara aynı anda Hizbullah Merkez Komutanlığı’ndan gelen bir mesaj gönderiliyor. Ne yazıyor mesajda? Çok basit bir şey, belki de sıradan bir haberleşme. Militanlar, mesajı okuyacaklar diye cihazlarını ellerine alıyorlar, cihazları yüzlerine doğru tutuyorlar... Ve işte tam o an! Mossad tuşa basıyor, cihazlar patlıyor. Adamlar yüzlerine patlayan cihazla kör oluyor, elleri parçalanıyor, şoka giriyorlar.

ŞÜPHELENEN MİLİTANLAR YÜZÜNDEN PLAN ERKEN DEVREYE GİRDİ**

Plan aslında daha geniş çaplı bir operasyonun parçasıydı. Fakat iki Hizbullah militanının cihazlardan şüphelendiğine dair gelen istihbarat bilgisi üzerine düğmeye erken basıldı. Mossad, kimseye fark ettirmeden her şeyi kontrol ediyordu.

GÖZ ÇIKARMA OPERASYONU!

Bakın, saldırının sonuçları korkunç! BBC’ye konuşan Lübnanlı bir doktor ne diyor? “20 yıllık kariyerimde hiç bu kadar çok göz çıkarma ameliyatı yapmamıştım,” diyor. Şaka gibi ama değil, patlamaların ardından yüzlerce Hizbullah militanı kör oldu. Cihazı yüzlerine o kadar yakın tutmuşlar ki, patladığında gözlerini kaybettiler. Düşünsenize, “Güvenli cihaz” diye aldıkları şey, ellerinde patladı. Tam bir trajedi! Ama işin trajikomik yanı şu: Mossad, adamları cihazlarından vurarak, onların en büyük güvencesini felç etti. Hem örgütsel hem fiziksel olarak.

GÖZÜNÜ KAYBEDENLERDEN DAHA BÜYÜK DARBEYİ ÖRGÜT YEDİ

Böyle veda etti milletine! Böyle veda etti milletine!

Hizbullah için sadece kaybolan gözler değil, kaybolan itibar, kaybolan güven her şeyden daha büyük bir darbe oldu. Saldırı, örgütü adeta felç etti.

FİLM GİBİ İKİNCİ PERDE: TELSİZLER DE PATLADI

Tam Hizbullah toparlanmaya çalışırken bir şok daha yaşıyorlar. Çağrı cihazlarından sonra bu kez de telsizler patlamaya başlıyor. Nasıl olur diyorsunuz değil mi?

Şu telsizler var ya, onları da İran göndermiş, yine “güvenli” diye... Mossad bunları da ele geçirmiş. Aynı tuzağı bu kez telsizlere kurmuş.

Olan şu: Lübnan’ın dört bir yanındaki Hizbullah militanlarının ellerindeki telsizler aynı anda patlıyor. Aynı anda! Ülkede yangınlar çıkıyor, telsizlerin bulunduğu yerler alev alıyor. Adamlar ne yapacağını şaşırmış durumda. Ne telefon, ne çağrı cihazı, ne telsiz... Hepsi Mossad’ın elinde birer bomba!

SON PERDE: MACARİSTAN’A KADAR UZANAN OPERASYON

Şimdi bu noktada sormak lazım: Nasıl oluyor da Macaristan bu işin bir parçası? Mossad, Macaristan’da kurduğu BAC Consulting KFT isimli şirketle bu işin alt yapısını hazırlamış. Macaristan hükümeti ise hemen bir açıklama yapıyor: “Bizim hiçbir alakamız yok!” diyorlar. Zoltan Kovacs, Macaristan hükümet sözcüsü çıkıp diyor ki, “Bu cihazlar hiçbir zaman Macaristan’da üretilmedi, hatta burada bile bulunmadı.” Hadi bakalım, bir de bu işin uluslararası boyutları var. Mossad’ın bu kadar büyük bir operasyonu bu kadar sessizce, yıllarca nasıl planladığını hayretle izliyoruz.

CENAZE TÖRENLERİ VE GÜNDEMİN YÜKSELEN TANSİYONU

Patlamaların ardından bölgedeki tansiyon yükseldi. Hizbullah’ın önemli isimlerinden Ali Ammar’ın oğlu Muhammed Mehdi Ammar’ın cenazesi Beyrut’ta büyük bir kalabalık eşliğinde kaldırıldı. Cenazeye katılanlar, sadece bu saldırının değil, Ortadoğu’daki çatışmanın giderek daha da karanlık bir yola girdiğinin farkında. Lübnan’da ve tüm bölgede bu saldırının yankıları uzun süre dinmeyecek.

SONU OLMAYAN BİR FİLM: ORTADOĞU’NUN KADERİ

Ve işte son sahne: Mossad düğmeye basar, Hizbullah havaya uçar, ama bu hikayenin sonu yok. Ortadoğu’daki çatışma her zaman devam ediyor, filmin sonunda hepimiz aynı sahnedeyiz. Mossad tuşa bastı, ama Ortadoğu’nun hikayesi daha bitmedi.

www.netturk.com.tr

Editör: Haber Merkezi