NET TÜRK TV

PARA'POLİTİKA - Önümüzdeki günlerde kapıyı çalacak olan sadece soğuk kış rüzgârları değil, aynı zamanda iflasların o boğucu nefesi olacak gibi. Dünya devlerinden Allianz Trade, oturmuş hesaplamış, raporlar hazırlamış ve “Türkiye’de iflaslar yüzde 20 artacak,” demiş. Eee, şaşırdık mı? Hiç! Hangi köşe başını dönsek, hangi kapıyı çalsak, finansman maliyetlerinden yorgun düşmüş bir işletme buluyoruz. Üstelik bir de ekonomik yavaşlama var ya, işte tam o noktada zaten “eyvah” dedirtiyor.

Allianz Trade, Şubat ayında yayınladığı ilk raporda küresel iflasların 2024’te yüzde 9 artacağını söylemişti. Ama dünya hali malum, işler kötüden de beter olunca, son gelişmeler ışığında yüzde 11’e çıkarmışlar bu rakamı. Zaten raporda işin özeti de şu: Ticari iflaslar 2026’ya kadar zirveye tırmanacak ve belki ancak o zaman biraz durulacak. Ama durulsa ne olacak? Zirvede dinlenecek iflaslar! Biz ise bu oyunun içinde nereye doğru gittiğimizi bilmeden sürüklenip duracağız.

Iflas SonAmerika’da 2025’te iflaslar yüzde 12 artacak, Almanya’da yüzde 4… “Onlar büyük ülkeler, yollarını bulur,” diyebilirsiniz. Fransa ve İngiltere’de ise işler biraz daha umutlu. Ama o umut, derin bir nefes almak gibi değil; bir nefes arası rahatlama sadece. İtalya deseniz, iflaslar artmaya devam edecek. Çin, en dipten başlayıp yukarı doğru yol alacak. Bizim de yolumuz zaten dikenli…

Gelelim güzel memleketimize. Türkiye’de iflaslar geçen yıla göre yüzde 20 artacakmış. Sebep? Yüksek finansman maliyetleri, ekonominin üstündeki ağırlık ve elbette ki uluslararası baskılar. Raporda Türkiye, firmaların ayakta kalmakta zorlandığı en büyük pazarlardan biri olarak tanımlanmış. Yani diyorlar ki: “Bunlar daha iyi günleriniz olabilir.”

Allianz Trade’in CEO’su Aylin Somersan Coqui de boşuna bu tabloyu karartmıyor. Diyor ki: “Pandemi sırasında şirketleri iflaslardan koruyan tüm o destekler bir bir çekildi ve şimdi o ‘birikmiş’ iflaslar bir anda ortaya çıkıyor.” Hani, sokakta aç kalmış kediler gibi… Bir anda çıkıverdi o iflaslar, gözümüzün içine baka baka!

Ama hepsi bu değil. Geopolitik belirsizlikler, küresel talebin durgunluğu, finansman koşullarındaki dengesizlikler derken, düğüm düğüm olmuş dünya ekonomisi. Peki bu düğümü kim çözecek? Bizim iflas eden firmalar mı? Pek sanmam. Çünkü rapora göre inşaat, perakende ve hizmet sektörü iflasların en çok vurduğu alanlar. Bu sektörlerde istihdam tehlikede. Yani işsizlik kapıda, tabii eğer o kapı zaten çoktan kırılmadıysa…

Bir de faiz meselesi var. Düşerse ne olur, düşmezse ne olur? Raporda, düşük faiz oranlarının biraz nefes aldırabileceği ama zor durumdaki şirketlerin sorunlarını tamamen çözemeyeceği söyleniyor. Yani sihirli bir değnek yok elimizde. Şirketlerin zaten borçlarını azaltmaya başladıkları, faizlerin gevşemesinin kar marjlarını artıracağı belirtilmiş. Ama bu da yetmez. Çünkü bu gevşeme döngüsü, iflasları çok da engelleyemeyecek. Ne yaparsak yapalım, elimizdeki tablo bu.

Nobel Ekonomi Ödülü, Daron Acemoğlu’nun Nobel Ekonomi Ödülü, Daron Acemoğlu’nun

Allianz Trade’in iflas araştırmaları baş analisti Maxime Lemerle de bunu açık açık söylüyor: “Tamam,” diyor, “Bu faiz düşüşleri, iflaslarda bir nebze düşüş sağlayacak, ama genel tabloya bakarsak, dünyada iflaslar hız kesmeyecek.”

Yani, sonuç şu: Türkiye için de dünya için de zor günler kapıda. Ticaret dünyası sallanıyor, firmalar borç batağında ve kurtuluş reçetesi ortada yok. Üstüne üstlük bu tablo 2026’ya kadar sürecek, sonra belki bir rahatlama gelecek. Ama iş işten geçmiş olacak mı? Bunu zaman gösterecek…

www.netturk.com.tr

Editör: Haber Merkezi