Uyuşturucu kaçakçılığı deyince akıllara gelen ilk isimlerden biri, ‘Türk Escobar’ lakaplı Urfi Çetinkaya, tutuklu bulunduğu cezaevinde hayata veda etti. Türkiye’yi uluslararası uyuşturucu trafiğinde önemli bir merkez haline getiren Çetinkaya, adını organize suç dünyasında ölümsüzleştirmişti. Ancak bu kez kaçamadı; 12 Nisan 2023’te tutuklandı, tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat sürerken, son nefesini demir parmaklıklar ardında verdi.
UYUŞTURUCU İMPARATORLUĞUNUN BAŞI: ÜRFİ ÇETİNKAYA
Çetinkaya, yıllardır uyuşturucu sevkiyatının göbeğinde yer aldı. Almanya’dan İspanya’ya, Bulgaristan’dan Moritanya’ya kadar geniş bir coğrafyada, akıllara durgunluk veren bir operasyon ağı kurmuştu. Onun liderliğindeki örgüt, tam 37 ton uyuşturucuyu, gemilerle, ticari konteynerlerle ve balıkçı tekneleriyle taşıyarak Avrupa ve Afrika’ya dağıttı. Türkiye sınırlarında da durmadı; işbirliği yaptığı uluslararası çetelerle küresel bir uyuşturucu imparatorluğu kurdu.
MATADOR VE SON TANGO: FİLM GİBİ OPERASYONLAR
Çetinkaya’nın suç kariyeri bir dizi sinematik operasyona konu oldu. İlk olarak 1989’da tutuklandığında, kısa süreli bir hapis hayatından sonra serbest kaldı. Ancak 2000 yılında “Matador” kod adlı bir operasyonla yeniden yakalandı. Herkes onun uzun yıllar demir parmaklıklar arkasında kalacağını düşünürken, 2003’te sürpriz bir şekilde tahliye edildi. Cezaevine dönmesi ise “Son Tango” adlı başka bir operasyonla oldu. Yine tahliye, bu kez sağlık nedenleriyle. Ancak kaderin cilvesi, 2012’de vurularak tekerlekli sandalyeye mahkum oldu.
BİR SONUN BAŞLANGICI: KAFES-44 OPERASYONU
Çetinkaya’nın sonu ise 2023 yılında İstanbul, İzmir, Afyonkarahisar, Malatya, Antalya, Çanakkale, Bilecik, Muğla ve Balıkesir’de eş zamanlı olarak gerçekleştirilen “Kafes-44” operasyonuyla geldi. 43 şüpheli gözaltına alınırken, Çetinkaya’nın kurduğu dev imparatorluk bir kez daha çöktü. Ancak bu kez son kaçışı olmadı. Kırmızı bültenle arandığı dönemde İstanbul’da saklanırken yakalanan Çetinkaya, 24 yıl hapis cezasını çekmek üzere cezaevine gönderildi. Tekerlekli sandalyede geçirdiği son günlerinde, organize suç dünyasının soğuk yüzüyle bir kez daha karşılaştı.
SON DÖNEM VE VEDA
Ürfi Çetinkaya, Türkiye’nin en karanlık figürlerinden biri olarak bilinse de, organize suç dünyası onu bir ‘efendi’ olarak nitelendiriyordu. Kurduğu sistemler, bağlantıları ve kaçakçılık ağları öyle derin ve karmaşıktı ki, Türkiye onun ismiyle anılır olmuştu. Ancak bu kez, suç dünyasının kartellerinden birini daha cezaevi duvarları yuttu. Gerçekten kaçış yoktu; belki de hayatının ironisiydi. 'Türk Escobar' olarak bilinen bir adam, sonunda kaderine boyun eğmek zorunda kaldı.
Cezaevinde ölmesi, uzun zamandır beklenen bir sondu. Ancak suç dünyasında onun adı bir efsane olarak yaşamaya devam edecek. Uyuşturucu ticaretiyle geçen bir hayat, sonunda tekerlekli sandalyede son buldu.
YAKALANAN SUÇLU AMA HEP KAÇAN BİR ADAM**
Çetinkaya'nın hikayesi, sadece bir suçlunun yakalanışı değil. Bu hikaye, Türkiye’nin organize suç tarihine geçmiş, defalarca yakalanmış ama bir şekilde kaçmayı başarmış bir adamın hikayesi. Ne kadar uzun süre kaçabilse de, sonunda o da herkes gibi kaderine teslim oldu.
GERİDE KALAN SORU: UYUŞTURUCU İMPARATORLUĞU DEVAM EDECEK Mİ?**
Urfi Çetinkaya’nın ölümüyle organize suç dünyasında bir dönemin kapandığı söylenebilir. Ancak ardında bıraktığı miras, ilişkiler ve uyuşturucu trafiği, hala Türkiye’nin gündeminde. 'Kafes-44' gibi operasyonlarla mücadele devam etse de, Çetinkaya’nın imparatorluğunun tamamen yıkıldığını söylemek zor. Çünkü bu dünya, her zaman bir yerden yeniden filizlenir.
Urfi Çetinkaya, Türkiye’de suç dünyasının gölgelerinde iz bırakan bir karakter olarak tarihe geçti. 'Türk Escobar', sonunda son durağı olan cezaevinde hayata veda etti. Öldü ama efsanesi yaşıyor.
ÜRFİ ÇETİNKAYA KİMDİR?
Urfi Çetinkaya, 1957 yılında doğdu. Yoksul bir aileden gelen Çetinkaya, genç yaşlarda suç dünyasıyla tanıştı. Küçük çaplı kaçakçılık işlerinden başlayarak, yıllar içinde Türkiye'nin en büyük uyuşturucu baronlarından biri haline geldi. 1980'lerin sonunda uyuşturucu ticaretiyle adını duyurmaya başladı. İlk büyük tutuklanması 1989 yılında oldu. Ancak hapis hayatı kısa sürdü, 6 ay sonra serbest bırakıldı.
Kariyerinde asıl yükselişi 1990'larda yaşadı. Güney Amerika'daki kartellerle kurduğu bağlantılar, onu Avrupa ve Asya arasındaki uyuşturucu trafiğinde kilit isimlerden biri haline getirdi. Özellikle kokain kaçakçılığıyla adından söz ettirdi ve bu nedenle 'Türk Escobar' lakabını aldı.
Çetinkaya’nın yakalanıp tekrar serbest kalması bir döngüye dönüştü. 2000 yılında 'Matador' operasyonu ile tekrar yakalandı, ancak 2003’te tahliye edildi. 2012'de düzenlenen bir operasyonda polis tarafından vuruldu ve tekerlekli sandalyeye bağlı hale geldi. Bu olay, suç kariyerinde bir dönüm noktası oldu, ancak onu durduramadı.
Son olarak 2023 yılında “Kafes-44” operasyonuyla İstanbul'da yakalandı. Kırmızı bültenle arandığı dönemde saklandığı yerden çıkarıldı. 24 yıl hapis cezasını çekmek üzere gönderildiği cezaevinde hayatını kaybetti. Urfi Çetinkaya, organize suç dünyasında karanlık bir efsane olarak anılmaya devam ediyor.