NET TÜRK TV
GERÇEK'HİKAYE - Tekirdağ’ın Çerkezköy Veliköy Mahallesi'nde akıl almaz bir ihbar düştü güvenlik güçlerinin önüne. Anne FG, eşi G.Ş. ile 9 aylık bebeklerine cinsel istismarda bulunmuş, kaydettikleri videoyu sosyal medyada paylaşmışlardı. Bir vatandaş, gördükleri karşısında donup kaldı. Ama susmadı. Polisi aradı. İhbarla birlikte bu butanç dolu olay açığa çıktı.
Başlatılan soruşturma hızlı ilerledi. Anne Amasya'da, baba İstanbul'da yakalandı. İkisi de Çerkezköy'e getirildi, hakim karşısına çıkarıldı. Suçları tartışmaya gerek bırakmayacak kadar açıktı. Tutuklanıp cezaevine gönderildiler. 9 aylık masum bebek ise koruma altına alındı. Onun için bile yaşadığı bu acıyı unutmak belki de bir ömür sürecekti.
* * *
Baba G.Ş., tutuklu bulunduğu hapishanede ölü bulundu. Ölüm haberini Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün duyurdu. Gürcün, Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gelen bilgiye dayanarak babanın intihar ettiğini söyledi. "Konuyu hassasiyetle takip ediyoruz" diyerek olayın arkasındaki yaşanan süreci izlediklerini açıkladı.
* * *
Türkiye, henüz iki yaşındaki Sıla bebeğin yasını tutarken, bu yeni vaka yürekleri yaktı. Çocukların istismarı, ardı arkası kesilmeyen bu vahşet hikayeleri toplumun vicdanını kanatıyor. Küçük bedenlerin taşıyamayacağı kadar ağır bu acılar, sessiz bir çığlığa dönüşüyor.
Veliköy Mahallesi'nde yaşanan bu olay, sadece orada değil, tüm ülkelerde yankılandı. Herkesin dilinde aynı soru vardı: "Bu nasıl bir vicdansızlık?" Sokakta, kahvehanelerde, iş yerlerinde, evlerde, televizyon başında... İnsanlar sessiz ama öfkeli. Yüreği yananların soruları, her geçen gün büyüyen bir isyana dönüşüyordu.
* * *
9 aylık bir bebek... Henüz konuşmayı, yürümeyi bile öğrenememişken böylesine bir vahşetin kurbanı oldu. Koruma altına alındığı duyuruldu ama bu, kaybedilen masumiyeti geri getirmeye yetmiyordu. Toplum, onun yaralarını sarmak için yeterince güçlü müydü? Yoksa bu masum canın acısı, her çocuğa ulaşan bir korkuya mı dönüşecekti?
Sadece Veliköy'de değil, ülkenin her köşesinde konuşulması gereken bir gerçek vardı: Çocuk istismarı, toplumun içinde gittikce büyüyen bir yara haline gelmişti. Güven, sevgi ve masumiyetin üzerine kara bir gölge düşüren bu tür olaylar, herkesin içine derin bir korku saldı. Yetkililerden daha fazla önlem alınması çağrısı yükseldi.
* * *
Adalet... Bu olayın her bir köşesinde eksikliği hissedilen en büyük ihtiyaç. 9 aylık bebeğin yaşadığı travmanın izleri, sadece onun değil, bu acıyı duyan her insanın kalbine kazındı. Herkesin içinde tek bir dilek var: Bir daha hiçbir çocuk böyle bir vahşetin kurban olmasın.
* * *
Bebek devlet korumasına alındı, belki de ona yeni bir hayat sunulmaya çalışılacak. Ancak Türkiye, geçmişte bu tür olaylarda çok kez kırık bir umudun peşinden koşmuştu. Bu defa gerçekten o umut yeşerecek mi, yoksa başka acılar bu umutları tekrar solduracak mı? Toplum olarak sorulması gereken soru, işte tam da bu.
Bu olay, bir çocuğun hayatında kapanmayacak izler bıraktı. Bu ülkede her çocuk için daha güvenli bir gelecek kurmak isteyenlerin sesi, şimdi her yerde daha güçlü yankılanıyor.
www.netturk.com.tr