NET TÜRK TV
Kendisini pazarlamaya çalışan kocasını öldüren Çilem Doğan, mahkemede “Erkekler takım elbise giyip önüne bakınca cezası iniyor, benim takımım, kravatım yok, annem apar topar bu tişörtü bulabilmiş. Bir de ne yalan söyleyeyim hayatta kalmış olmanın saklayamadığım bir sevinci var içimde" diye savundu.
Yürekleri paramparça eden bıçak keskinliğindeydi sözleri.
Şu adliye koridorlarında yüzüm mor şekilde çok dolaştım koruma kararları için. Başka bir seçeneğim kalmamıştı. O ölmese ben ölecektim.
O size beni pazarlamaya karar verdiğini söylemeyecekti. Başka adamların koynuna beni sokma planlarını anlatmayacaktı.
Benim patlıcan fazla pişti diye, perdeler azıcık kirlendi diye, masada kırıntı kaldı diye yediğim dayakları söylemeyecekti. Kaç kere hastanelik olduğumdan bahsetmeyecekti.
Çay bahçesinde çekilmiş bir fotoğrafım var. Biraz yan gülmüşüm. Belki de o fotoğrafı gösterip namussuz karılar gibi çıkmış filan diyecekti.
Karısını başka adamlara satan o değilmiş gibi “namusumu temizledim” diyecekti. Siz onu 3-5 yılla yargılayıp namusu kirlendi diye mazur görüp yandan gülüşümü tahrik sayıp bir de üzülecektiniz adama.
Oysa namus benimdir Hakim Bey bir kağıda imza attık diye kimselere bırakmam.
* * *
Adana'da, eşini öldürdüğü gerekçesiyle çarptırıldığı 15 yıl hapis kararı onanan Çilem Doğan'a verilen cezaya ilişkin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan itiraz reddedilmişti.
8 Temmuz 2015'te, Hasan Karabulut'u öldürdüğü gerekçesiyle "eşini kasten öldürmek" suçundan yargılanan ve 2016'da 50 bin lira kefaletle tahliye edilen Çilem Doğan'a verilen 15 yıl hapis cezası, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından oy çokluğuyla onanmıştı.
Avukatının, Çilem Doğan'a verilen 15 yıl hapis cezası kararının infazının durdurulması ve onama kararının düzeltilmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda görüşülmesi yönündeki talebi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca kabul edilmemişti.
Çilem'in avukatı bu durumu gazetecilere şöyle açıkladı:
Olay günü Hasan'ı görüp onun sohbetine tanıklık ederek Çilem'in kendisini organize şubeye şikayet ettiğini, bundan emin olursa onu sağ bırakmayacağı yönünde konuştuğunu duyan 6-7 kişi var. Yeni delillerimiz de var. Yargılamanın yenilenmesi için bunlarla mahkemeye başvurduk. Bunlar daha önce mahkeme dosyasında yoktu. Bunlar sonradan bize gelen kişiler ve yeni elde ettiğimiz delillerdir. Bunları da mahkemeye sunduk ve yargılamanın yenilenmesi yönünde başvuruda bulunduk. Aynı zamanda 'infaz durdurma' talebinde bulunduk. . Kararın değişeceği yönünde umutluyuz.
Çilem'in çilesi aslında yürek yakıyordu. Adana'da, 8 Temmuz 2015'te kocası Hasan Karabulut'u tabancayla öldürmüş, "eşini kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle açılan dava, öldürdüğü eşinden kaynaklanan "haksız tahrik" nedeniyle 15 yıla düşürülmüştü.
Oysa; oy çokluğuyla verilen bu karara mahkeme başkanı muhalif olmuş, Doğan'ın daha önce eşinden gördüğü şiddet nedeniyle eylemini TCK'nin 27/2'nci maddesine göre "meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan" gerçekleştirdiğini belirtip sanığa ceza verilmemesini istemişti.
Çilem Doğan'ın avukatı da 2016 yılında tutukluluğa itiraz etmiş, Yargıtay incelemesi bitinceye kadar müvekkilinin küçük kızının mağdur olmaması amacıyla tutukluluğun kaldırılması talebinde bulunmuştu. Mahkeme heyeti bu talebi yerinde görüp 50 bin lira kefaletle Doğan'ın tahliyesine karar vermişti. Yargıtay incelemesinin ardından Çilem'in 15 yıl hapis cezası onaylandı.
Çilem Doğan, kararın ardından hakimlere şu mektubu yazdı:
15 yıl cezayı onayarak Çilem Doğan’ı hapsetmediniz. Siz 8 yaşındaki bir çocuğu ve bütün kadınları hapsettiniz.
Erkek adaletten bir şey beklemedik, beklemiyoruz. Yine bizi yanıltmadı.
Çilem, bir mektup da kadınlara yazdı:
Biz kadınlar “kirpiğimiz yere düşmesin” diye omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz.
Kızım Mina Su siz kadınlara emanet.
Kadın mücadelesi kazanacak.
Bütün kadınları dayanışmanın sıcaklığıyla kucaklıyorum.
www.netturk.com.tr