Narin’in kayboluşu, köyün yüreğinde derin bir yara açtı. O gün, Kur'an kursundan çıkıp her zamanki gibi eve döneceği düşünülüyordu. Küçük kızın annesi, gözleri yolda, elinde işini gücünü yaparken kızının kapıdan girmesini bekliyordu. Ama güneş battı, gölgeler uzadı, köy sessizliğe büründü; Narin'den tek bir iz yoktu.
AİLENİN UMUTSUZ ARAYIŞI VE JANDARMANIN HAREKETE GEÇİŞİ
Aile, kızlarını ilk önce kendi imkanlarıyla aradı. Köyün dört bir yanına seslendiler, dağlara, taşlara, “Narin!” diye yankılandı sesleri. Ama yanıt gelmedi. Arif Güran, daha fazla dayanamadı ve soluğu jandarmada aldı. İçindeki korku, artık dayanılmaz bir hal almıştı. Jandarma hemen harekete geçti, köyün üstüne sessizce çöken karanlığı delmek için yola koyuldular.
GENİŞLEYEN ARAMALAR VE SONUÇSUZ ÇABALAR
Arama ekipleri, köyün her noktasına yayıldı. Bağlar Jandarma Komutanlığı'ndan, Asayiş Komando Bölük Komutanlığı'na kadar herkes seferber olmuştu. Jandarma Özel Harekat timleri, suç araştırma ekipleri, istihbarat birimleri, köpek iz takip timleri, su altı arama kurtarma ekipleri… Hepsi, küçücük bir iz bulmak için uğraşıyordu. Fakat aranan her taşın altı, bakılan her köşe, sadece sessizliğini koruyordu.
KAYITLARDAKİ SON GÖRÜNTÜ VE KAYIP UMUTLAR
Aramalar genişledikçe, köy halkı da umutlarını yavaş yavaş yitirmeye başladı. Narin’in kaybolduğu saatlerde yoldan geçen 150 araç sorgulandı, köydeki evler tarandı, köye giren çıkan her araç didik didik arandı. Sonuç? Yine bir şey yoktu. On binlerce araç arandı, yüzlerce insanın ifadesine başvuruldu, ama Narin’in izi yoktu.
Sonra, okulun güvenlik kamerası görüntüleri çıktı ortaya. Narin, o son anlarında dört arkadaşıyla birlikte yürüyordu. Gözlerindeki neşeyi kaybetmemişti, adımları hafifti. Ama bir köşeden ayrıldı ve yalnız başına tepe yoluna saptı. O andan sonra, Narin’i gören olmadı.
YANLIŞ İPUÇLARI VE ARTAN UMUTSUZLUK
Aramalar sürdü, ama günler ilerledikçe umutlar azaldı. 22 Ağustos’ta, Güran ailesinin evine 3 kilometre mesafede bir çocuk terliği bulundu. 28 Ağustos’ta ise 2 kilometre mesafede bir terlik daha bulundu. Her iki terlik de Narin’e ait değildi. Bulunan bu izler, sadece ailenin umutsuzluğunu arttırdı. Umut, yeniden kırıldı.
AĞABEYİN GÖZALTINA ALINMASI VE ŞÜPHELER
Soruşturma sırasında, Narin’in ağabeyi E.G., kolundaki ısırık izleri nedeniyle gözaltına alındı. İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılan incelemede, izlerin Narin'e ait olup olmadığı tespit edilemedi ve E.G. serbest bırakıldı. Fakat köy halkı, bu izler üzerinde fısıltılarla konuştu. Herkesin kafasında aynı soru vardı: Narin’in başına ne gelmişti?
AMCANIN TUTUKLANMASI VE KÖYDEKİ ŞOK
Ardından, Narin’in amcası S.G. gözaltına alındı. S.G., köyün muhtarıydı, saygı duyulan bir adamdı. Fakat aracından alınan DNA örnekleri, Narin’in kıyafetlerindeki DNA örnekleriyle eşleşiyordu. Köylüler, bu soğuk gerçekle yüzleşirken, aralarından birinin böyle bir şüpheyle karşı karşıya kalması, köydeki huzuru tamamen bozdu.
S.G., jandarmadaki işlemlerinin ardından zırhlı araçla adliyeye sevk edildi. Adliye önünde toplanan köylüler, nefeslerini tutmuş, olacakları bekliyordu. Tutuklanma talebiyle mahkemeye çıkarıldı ve mahkeme, “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” ve “kasten öldürme” suçlarından onu tutukladı. Köy, bu kararla bir kez daha sarsıldı.
NARİN’İN KAYBOLUŞUNUN GERİDE BIRAKTIĞI YARA
Narin’in kayboluşu, sadece bir kız çocuğunun kaybolması değil, aynı zamanda bir köyün masumiyetini kaybetmesiydi. Gözaltındaki amca S.G., Narin’in kaybolduğu günleri, ailesiyle düğün davetiyesi dağıtmakla geçirdiğini savunuyordu. Ama arabasında bulunan DNA, bu savunmayı zayıflatıyordu. Arabasına Narin’i hiç bindirmediğini, DNA'nın nasıl oraya karıştığını bilmediğini söylüyordu. Fakat köyde artık kimse kolay kolay inanmıyordu.
SORUŞTURMA DERİNLEŞİYOR, KÖYDEKİ BELİRSİZLİK ARTIYOR
Soruşturmada başka detaylar da ortaya çıkmaya başladı. S.G.'nin, Narin'in kaybolduğu gün aracının PTS kayıtlarının neden kesildiği soruldu. O da, o gün çocukları başka bir köye götürdüğünü, sonra tarlalarına döndüğünü söyledi. Ama bu cevap, köydeki sessiz fısıltıları susturmadı.
En acısı ise, Narin’in babası Arif Güran’ın içinde yaşadığı o derin kuşku ve acıydı. Kardeşi tarafından tehdit edildiği iddiaları sorulduğunda, S.G. böyle bir şey olmadığını söyledi. Ama Arif Güran, Narin’in kayboluşuyla birlikte bir babanın yaşayabileceği en büyük acıyı yaşıyordu. Bu acının sorumlusu kimdi? Amca mı? Başka biri mi? Cevapsız kalan sorular, köydeki her adımda yankılandı.
KÖYÜN HAFIZASINDAKİ UNUTULMAZ YARA
Narin hâlâ kayıp. Köydeki herkes, o küçücük kızın başına ne geldiğini merak ediyor. Herkes, kendi yüreğinde Narin’in başına bir şey gelmemesi için dua ediyor. Fakat her gün geçen zaman, umutları biraz daha tüketiyor. Köy, Narin’in kayboluşuyla bir daha asla eskisi gibi olmadı. Yüreklere kazınan bu acı, belki de hiç silinmeyecek. Narin’in kayboluşu, köyün hafızasında unutulmaz bir iz olarak kalacak.