NET TÜRK TV

Türkiye’de silahlı şiddet haberleri gazete sayfalarını doldururken, sokaklar her geçen gün biraz daha tehlikeli hale geliyor. Umut Vakfı’nın 2024 verilerine göre, sadece bu yılın ilk dokuz ayında 2719 silahlı olay yaşandı. Bu olaylarda 1676 insan hayatını kaybetti, 2869 kişi yaralandı. Ve biz hâlâ bireysel silahsızlanmayı konuşuyoruz.

#Mezarlıklar bile arandı! #Mezarlıklar bile arandı!

SİLAHLAR SUSMUYOR

İstatistikler, rakamlar soğuktur. Ama düşünün bir… 1676 can… Hepsi birer rakam değil, birer hayat... Ve ne yazık ki hepsi bireysel silahlanmanın kurbanı. Peki bu rakamların arkasında ne var? Öfke, nefret, kutuplaşma... Toplumda insanlar arasında kopan bağlar...

Umut Vakfı, yıllardır silahlı şiddetle mücadele ediyor. Ama bir sonuç alabiliyor muyuz? Her yıl biraz daha fazla insan silahla vuruluyor. Suç örgütleri sokaklarımızda cirit atıyor. Daltonlar, Redkitler, Barış Boyun çetesi... Hangi ismi verirseniz verin, gerçek değişmiyor. Silahların hüküm sürdüğü bir dünyada yaşıyoruz. Ve bu çeteler, toplumun korkusunu besliyor.

SOKAKLARDAKİ KORKU

İzmir'de bir ev kadını, Serpil Hanım, VOA Türkçe’ye dert yanıyor: “Valla güvende hissetmiyoruz. Trafikte bile adam hemen silahını çıkarıyor.” Bu cümle aslında her şeyi özetliyor. Sokakta yürürken, trafikte ilerlerken, markete giderken... Her an bir silahın gölgesinde yaşamak... Peki, biz ne ara böyle olduk?

Çocuklarımız bile şiddete meyilli diyor Serpil Hanım. Çünkü şiddeti evde öğreniyorlar, dizilerde izliyorlar. Ellerine oyuncak silah veriyoruz, sonra büyüyüp gerçek silahlarla oynadıklarında şaşırıyoruz. Oysa sorun çok derin, çok daha köklü. Şiddet bir kültür haline geldiğinde, çözüm de zorlaşıyor.

“HERKES SİLAH ALIYOR, NEDEN?”

Emekli Uğur Bey ise meseleyi biraz daha geniş perspektiften ele alıyor: “İnsanlar kendini güvende hissetmediği için silahlanıyor” diyor. Yani güvenlik kaygısıyla bireysel silahlanma artıyor. Bir de diziler… Dizilerde izlediğimiz o kahramanlar var ya, onların ellerindeki silahlar bizi etkiliyor. Bir zamanlar kitaplardan okuduğumuz kahramanlar vardı, şimdi ise dizilerde silahla adalet dağıtanlar.

Teknisyen Rahmi Bey’in söylediği de düşündürücü: “Pompalı tüfekleri herkes almış, ruhsata kim bakıyor ki?” Türkiye’de silah edinmenin bu kadar kolay olması korkutucu değil mi? Ruhsatlı ya da ruhsatsız, fark etmiyor. Bir silahın ateşlenmesi için bir anlık öfke yetiyor.

UMUT VAKFI’NDAN ÖNERİLER

Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu, Türkiye’de artan silahlı şiddetin sebeplerini sosyoekonomik, kültürel ve politik dinamiklerle açıklıyor. “Gelir dağılımındaki adaletsizlik, yoksulluk, işsizlik... Tüm bunlar şiddeti körüklüyor” diyor. Ama en büyük sorun, bireylerin kolayca silah edinebilmesi. Silah edinme konusunda denetimler yetersiz. Silah, artık bir çözüm aracı olarak görülüyor.

Silahlanma bir yaşam hakkı ihlali değil midir? Bir insanın hayatını sona erdirmek, elindeki silahtan güç almak, toplumu daha da tehlikeli bir hale getirmek... Umut Vakfı, çözüm önerilerini sıralıyor. Ruhsat almanın daha zorlaştırılması, psikolojik sağlığın detaylı incelenmesi, silah sayısının sınırlanması... Ama bunlar ne kadar hayata geçirilecek?

Silahların gölgesinde yaşıyoruz. Daha ne kadar böyle devam edecek? Silahlı şiddetle dolu bir ülkede, bireysel silahsızlanma olabilecek mi? 

www.netturk.com.tr

Editör: Haber Merkezi