Her şeyde bir hayır vardır!
Bir varmış bir yokmuş, zamanın birinde bir padişah ve daima fikir alışverişi yaptığı bir vezir varmış.
Padişah her olayda çok sevdiği bu vezirinin görüşünü alır, o görüşe göre yapacaklarını bir daha düşünürmüş. Padişahın veziri her olaydan sonra “vardır bir hayır padişahım sen tasalanma” dermiş.
Bir gün padişah ava çıkmış ve avladığı hayvanı keseyim derken serçe parmağını da kesmiş.
Kopan parmağının acısıyla bağırırken; Padişahın en yakını ve yardımcısı olan Vezir “üzülmeyin padişahım her şeyde bir hayır vardır, bunda da vardır bir hayır” demiş.
Parmağının acısı geçmeden vezirin böyle konuşması padişahın canını çok sıkmış ve öfkelenerek vezirini zindana attırıp yeni bir vezir bulmuş kendine. Padişah ava meraklıymış, yeni veziriyle ava çıktığı başka bir gün ülkeden çok uzaklaşıp ormanın daha önce hiç gitmediği bir yerinde avlanayım derken insan eti yiyen bir kavme av olmuşlar.
Kavim, padişah ve veziri yakalayıp bağlamışlar ki padişahın parmağının kesik olduğunu görmüşler.
Bu kavimde her tarafı sağlam olmayan insanın etini yememe gibi bir inanç varmış. Bu yüzden; padişahı serbest bırakmış, veziri de yemişler.
Padişah telaşla saraya döndüğünde eski veziri zindandan çıkartıp özür dilemiş:
“Kusuruma bakma. Seni zindana attırdım, ama dediğin çıktı. O gün parmağımın kesilmesinde benim için bir hayır varmış” demiş ve tekrar tekrar özür dilemiş.
Vezir “Özür dileminize gerek yok padişahım. Beni vezirlik görevinden azledip zindana atmanızda da bir hayır var” demiş.
Padişah “Nasıl olur, ben sana haksızlık ettim ve zindana attım bunda ne gibi bir hayır olabilir” deyince Vezir;
“Ben zindanda olmasaydım ava giderken sizin yanınızda olurdum bakın hünkarım benin parmaklarım tam” demiş.
www.netturk.com.tr