NET TÜRK TV

Bir gün Melih Cevdet’e “Evlilik nedir?” diye sormuşlar. Melih Cevdet, zamanın nereye gittiğini anlatan bir bilgeler edasıyla gülümseyerek cevaplamış:

- Eskiden, hele bir bak, gelin ve damat adaylarının aileleri bir araya gelir, yeni kuracakları yuva için birlikte hazırlık yaparlarmış. Bahçeli müstakil evlerde oturduklarından, işte buna ‘evlenmek’ derlermiş. Ama şimdi durum değişti; yeni evliler apartman dairelerinde, yani katlarda oturuyorlar. Artık evlilik, ‘katlanmak’ oluyor.

*  * *

Bir adam, karısına arabasının kapısını tutarken, bu durumu görenler hemen anlamış: ya araba yeni, ya da karısı!

Genç bir delikanlı babasına sormuş: “Baba, evlenmek ne kadar maliyetli?” Baba, hafif bir gülümseme ile cevap vermiş: “Bilmiyorum oğlum, hâlâ ödüyorum.”

Günümüz evlilik döngüsünde, bir açılış yapar, saygı duruşunda bulunur, cicim aylarını geçirir, sonra geçim ayı gelir, trip ayı peşinden koşturur, ardından didişme, kavga, ayı oğlu ayı ve nihayet kapanış gelir. İşte modern evlilik, biraz da böyle bir takvim!

*  *  *

Bir gün, bir kadın kocasına bağırır: “Seninle evlendiğimde tam bir aptalmışım!” Adam da rahat bir şekilde cevap verir: “Evet, âşıktım, fark edemedim.”

Evliliğin ilk yılında, adam konuşur kadın dinler. İkinci yılda kadın konuşur, adam dinler. Üçüncü yılda her ikisi de konuşur, komşular dinler.

*  *  *

Genç bir delikanlı, büyüklerine sorar: “Evlilik güzel midir, dede?” Dede gülümseyerek cevap verir: “Güzeldir oğul, karın dert ortağın olur.” Genç adam itiraz eder: “Ama benim derdim yok ki dede.” Dede, bilgece gülümseyerek ekler: “Evlenince o da olur!”

Erkek, karısının söylemediği her sözü anlamaya başladığı an gerçekten evlidir.

Haksızsanız ve susuyorsanız bilgesiniz. Haklıysanız ve susuyorsanız evlisiniz!

*  *  *

Fadime Temel, Temel’e seslenir: “Temel, şu kuzuyu kes de akşama nefis yemekler yapayım.” Temel, “Niçin?” diye sorar. Fadime öfkelenir: “Evliliğimizin onuncu yılı daaaa…” Temel ise umursamaz tavırla yanıtlar: “Benim hatamı kuzu niye çeksin?!”

Bekârsanız her yerde mutlu çiftler görürsünüz. Evliyseniz her yerde mutlu bekârlar.

Evlenmeden önce gözünüzü dört açın, evlendikten sonra yarısını kapayın!

Evlilik, fırtınalı bir denizse, bekârlık bulanık bir bataklıktır. Mutlu bir evlilik, kısa gibi gelen uzun bir konuşmaya benzer.

*  *  *

Yaşlı bir çifte sorarlar: “65 yıl… Bu kadar sene nasıl evli kaldınız?” Yaşlı çift cevap verir: “Bizim zamanımızda kırılan şeyler tamir edilirdi, şimdiki gibi hemen çöpe atılmazdı…”

Ninem derdi: “Düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya!”

WWW.NET TÜRK.COM.TR