NET TÜRK - Elazığ Sivrice'de, yaklaşık 1500 yıldır yaşanmayan deprem hortladı ve 24 Ocak 2020 gecesi saat 20.55'te 6,8 büyüklüğünde sarsıntı meydana geldi.
AFAD, depremden etkilenen Elazığ ve Malatya'da 21 kişinin hayatını kaybettiğini, 1030 kişinin de yaralandığını duyursa da kayıp ve yaralı sayısının çok daha yüksek olmasından korkuluyor.
Sivrice ilçesinde yerin 10 kilometre derinliğinde 6,8 büyüklüğündemeydana gelen deprem Malatya, Diyarbakır ve Adıyaman başta olmak üzere birçok ilde hissedildi. Deprem anında büyük korku ve panik yaşandı.
Saray başta olmak üzere hemen hemen tüm "devlet büyükkleri", "siyasi"ler, "deprem bilimci"ler, "bilen"ler, hatta hiçbir şey "bilmeyen"ler konuştu, acılarını, ne kadar çok üzüldüklerini açıkladılar.
Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür de konuştu:
Maalesef Elazığ’da 6.5 büyüklükte sığ bir deprem oldu. Deprem Elazığ’ın 25-30 km doğusunda Sivrice’de oldu. Deprem Doğu Anadolu Fay’ı (DAF) üzerinde meydana geldi. DAF yaklaşık 600 km uzunluğunda, sol yönlü ve doğru atımlıdır. Bu fay ve depremle ilgili bilgileri maddeler halinde sıralayacağım: 1-Bu depremin olduğu yerde 1874 yılında 7.1, 1875’de 6.7 büyüklükte iki deprem olmuş. 2-Bu depremden sonra Sivrice-Bingöl ve Sivrice-Pütürge-Çelikhan arasına özellikle dikkat edilmelidir. 3-Deprem hattı üzerindeki kırsal yerleşim alanları yapı stoku bakımından deprem güvenli değildir. Bu bakımdan yapısal hasar fazla olabilir. İnşallah can kaybı fazla olmaz. Şu an itibariyle köylere henüz ulaşılamadığı için doğru hasar tespiti yapmak mümkün değildir. 4-Bu deprem kanaatimce endişe vericidir. DAF uzun zamandır sessizdi. Şimdi uyandı. Kuzey Anadolu Fayı (KAF) gibi davranacağından endişe ediyorum. Biliyorsunuz KAF 20. asırda 1939-1999 tarihleri arasında çok sayıda 7’nin üzerinde deprem üreterek enerjisini boşalttı (İst hariç). Aynı şeyi belirli bir süreçte DAF da yapabilir. Nitekim bu fay boyunca 1513 Maraş civarı7.4; 1872 Amanos, 7.5; 1874 Sivrice-Palu arası, 7.1; 1875 Sivrice 6.7; Çelikhan 7.1. Gördüğünüz gibi bu depremler üzerinden bir hayli zaman geçmiş.
Prof. Dr. Naci Görür, Elazığlı. Elazığ’da "Elazığ’ın depremselliği" ile ilgili konferanslar verdi, uyarılar da bulundu, Elazığ ve köylerinin depreme hazırlanması gerektiğini söyleyip durdu. Bu konuda kitaplar basılmasına önayak oldu.
Ama ne yazık ki bütün bu çabalar "hiçbir şey yapılmamasından" başka bir işe yaramadı.
Ama Prof. Görür yılmadı, "deprem geliyor" diye haykırmaya devam etti.
Yine Elazığlı olan Prof. Namık Çağatay ve İTÜ’deki arkadaşlarla birlikte Bingöl, Elazığ, Malatya, Maraş valilik ve belediye başkanlıklarını ve bu kentlerdeki üniversiteleri bir araya getirdi. Harita Genel Komutanlığını da işe katarak proje hazırladı. TÜBİTAK, DPT gibi bir çok yere başvurdu, reddedildi.
Şimdi soruyor haklı olarak Prof. Görür "Her fay kuşağında depremin ergeç geleceği biliniyor, neden daha ortada deprem yokken oralar ele alınmadı, bileniniz var mı?
Can derdine düşmüş depremzedelerin haykırışlarını izlerken ya da etkili ve yetkili kişilerin "ne kadar çok üzüldüklerini", "ölenler" veya "yaralı kurtulanlar" için her şeyi yaptıklarını, yapacaklarını açıklayanları dinlerken Prof. Naci Görür'ün bu söyediklerini de düşünün.