HABER ' ANALİZ - Ankaralı Turgut... Kimi için sadece bir düğün dernek figürü, kimi için kıvrak bir ritim. Oysa 9/8’lik oyun havası, bu coğrafyanın halay çekenlerin, omuz omuza direnenlerin ritmidir. Ama ne hikmetse, insanı oynatırken düşündüren adamlar pek anlaşılmaz bizim memlekette.
Düğün salonlarındaki göbek atan adamla, 1 Mayıs’ta meydanlara yürüyen adam aynı kişidir aslında.
Fakat biri nedense hep unutulur.
ŞIKIR ŞIKIR BİR MUHALİF
Ankaralı Turgut’un hayatı bir nota kağıdı değildi.
Gezi’de, Soma’da, Adalet Yürüyüşü’nde... O, sesini kimsenin bastıramadığı bir sesti.
"Bir kişiye değil, 80 milyona adalet lazım!" dediği gün, göz göze bakamayanlar televizyonları susturdu.
Sansür dediler. Susturulamazdı.
Sahi neydi onları bu kadar korkutan?
Cevap çok basitti:
Bir şarkı...
Ama o şarkı, başkanlara, vekillere, koltuklara iğne gibi batıyordu:
"Yoğurt süt ayran bize, ballı kaymak vekilim size."
O mısralar, kürsülerde alkış toplayanların suratında tokat gibi patlıyordu.
Çünkü Ankaralı Turgut; halkın türküsüydü.
Kimin yoksul, kimin zengin olduğunu, kimin adaletle beslendiğini müziğiyle anlatıyordu.
SANATÇI MI, YALAKA MI?
"Sanatçıdan beklenen destek yok..."
Ankaralı Turgut bunu söylediğinde, herkes sustu.
O sustu mu peki? Hayır! Gezi'de vardı. Adalet Yürüyüşü’nde yürüdü. Gözaltılardan geçti. Sansüre uğradı.
“Sanatçı görünümünde olan yalakalar var” derken kastettiği şey çok açıktı.
Paranın olduğu tarafta saf tutanlar... Ekranları parselleyenler... Susarak yaşayanlar...
Biliyor musunuz, o 9/8’lik şarkılarında gülerken aslında bizimle dalga geçiyordu.
Oynatıyordu ama bir yandan tokatlıyordu:
"Lüküs hayat vekilim size, sürünmek ölmek bize..."
Müzik dinleyen, bu sözleri gülüp geçirdi sanıyordu.
Halbuki, Turgut Karataş'ın sazından çıkan her ses, adaletsizliğe çekilen bir halaydı.
BİR TEK “OYUN HAVASI” MI?
Bazılarına göre oyun havası değersizdir. Şıngır mıngır oynamak... Bu mu sanat? Ama unutmayın: Oyun havaları, Anadolu'nun neşesidir. Bir yanda sevinç, bir yanda acıdır.
“Ne kap kaldı ne kap kacak, bu millete kim bakacak?”
Yok oluşun şarkısıydı bu.
Kimse ciddiye almadı.
Çünkü sanatın “entelektüel” kalıplara sığmayanını görmek istemezler.
Oysa "Vekilime Kaymak Lazım" diyen adam, koca bir devrin tanığıydı.
Bu memlekette insanın kuru ekmekle yaşadığını, birilerinin kaymağı yediğini haykıran bir sanatçıydı.
ÖLÜME DANS EDENLERİN ŞARKISI
Ankaralı Turgut, bu ülkenin yarım kalan türküsüydü.
Her şarkısı bir direniş.
Her sözü bir taşlama.
Bugün o gitti.
Kimi için sadece bir “oyun havası” bitti.
Ama aslında, bu coğrafyanın en sade sanatçılarından biri sonsuzluğa yürüdü.
O, oynatırken düşündürenlerin son halkalarındandı.
Kim bilir, belki de giden sadece o değildi...
Adaletle, vicdanla, halkla buluşan şarkıların sonuncusuydu.
Devrin daim olsun.