DAVA - 17 yaşında bir genç kız. Gabonlu Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga. Hayat dolu, umutlarla dolu. Ancak hayatı, Türkiye’deki bir apartmanda trajik bir şekilde son buldu.
Davası aylarca sürdü. Mahkeme salonları, avukatların itirazları, toplumun adalet çığlıklarıyla doldu. Bugün ise beklenen karar açıklandı: Sanık beraat etti.
“ADALETE GÜVENİYORUM”
Sanık Dursun Acar, son sözünde “Adalete güveniyorum” dedi. Mahkeme, bu güveni boşa çıkarmadı. Karar: Nitelikli şekilde kasten öldürme ve cinsel istismar suçlarından beraat.
Savcılık, bu suçlardan ceza talep etmişti. Ancak mahkeme heyeti, suçun işlendiğine dair yeterli delil olmadığı gerekçesiyle sanığın tahliyesine hükmetti.
EKSİK SORUŞTURMA İDDİALARI
Dina’nın avukatı Gülyeter Aktepe, karar sonrası açıklamasında adaletin tecelli etmediğini söyledi. Soruşturmanın başından beri eksik ve yüzeysel yürütüldüğünü belirtti:
“Bu fuhuş çetesi aydınlatılsın diye beyanlarda bulunduk. Ancak mahkeme bu iddialara dair somut bir araştırma yapmadı.”
Çeteler, bağlantılar, perde arkasında kalan karanlık detaylar… Hepsi bir sis perdesinin arkasında kaldı.
ADALETİN YÜKÜ
Bu karar, sadece bir hukuki sonuç değil. Aynı zamanda toplumun adalet duygusunu sarsan bir yankı.
Dina’nın yaşamı, hak ettiği adaleti bulacak mı? Yoksa bu dava, yüzeysel yargılama ve eksik soruşturmaların gölgesinde unutulmaya mı terk edilecek?
Avukatlar, kararı İstinaf Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıkladılar. Ancak bu süreç, toplumun vicdanında kapanması zor bir yara olarak kalacak.
HUKUK VE ADALET: BİRİ YAZAR, DİĞERİ UNUTUR MU?
Dina’nın ölümü sadece bir dava değil. Aynı zamanda bir sistem sorgulaması. Adalet duygusunun yara aldığı bu süreç, her birimize hukuk ve adalet arasındaki ince çizgiyi bir kez daha hatırlatıyor.
Sorular cevaplanmadan, çeteler ortaya çıkarılmadan, gerçek sorumlular yargılanmadan bu yara kapanmayacak. Dina için adalet arayışı, hepimizin adalet arayışıdır.