NET TÜRK TV

Yapay zekâ, bilgisayar sistemlerinin insan zekasını taklit ederek belirli görevleri yerine getirebilmesine olanak tanıyan bir teknoloji olarak karşımıza çıkıyor. Bu alanda, makinelerin insan gibi düşünebilmesi, öğrenebilmesi ve problemleri çözebilmesi için geliştirilen algoritmalar ve büyük veri setleri kullanılıyor. Özellikle hukuk sektöründe, yapay zekânın bu özellikleri, çalışma süreçlerini dönüştürme potansiyeline sahip ve bu, avukatların iş yapış şekillerini köklü bir şekilde değiştirebilir. Yapay zeka teknolojisinin hukuk sektöründeki etkileri hakkında daha fazla bilgi almak için Emre Yazıcı ile yaptığımız röportaja göz atabilirsiniz.

Yapay zekâ, hukuk pratiğini diğer alanlarda olduğu gibi kökten değiştiriyor. Uzun zamandır teknolojide yaşanan yeniliklerin avukatların çalışma şeklini etkilediği bilinmekte, ancak GPT-3 ve GPT-4 gibi büyük dil modelleriyle birlikte yapay zekâ, hukuk alanında yeni bir dönem başlattı. Gelişmiş yapay zekâ teknolojilerinin kullanılması, hem hizmetlerin düşük maliyetle ve yüksek verimlilikle sunulmasını sağlamakta hem de özellikle dava süreçlerinde avukatların olumlu sonuç alma olasılıklarını artırmakta. Maliyet rekabetinde başarılı olmaları, müvekkil kaybetmemeleri ve yeteneklerini geliştirmeleri konusunda avukatlara önemli destekler sağlanmakta.

Yapay Zekâ Sayesinde Dava Süreçleri Kolaylaşacak

Yapay zekâ tabanlı yazılımlar, hukuk bürolarının günlük işlerini otomatikleştirerek avukatların dava süreçlerine ve müvekkillerine odaklanmaları için zaman kazandırıyor. Yapay zekâ, avukatların müvekkilleri hakkında bilgi toplama, onlara tavsiyelerde bulunma ve danşmanlık sunma becerisini geliştirmeleri için fırsat sunuyor.

Dava süreçlerinde en çok zaman alan işlerden biri, büyük belge yığınlarından yapı, anlam ve belirgin bilgi çıkarma işlemidir. Yapay zekâ bu süreci hızlandırarak, normalde haftalar sürebilecek işleri saniyelere indiriyor. Bunun yanı sıra, avukatlar mahkemeye sunulmak üzere dilekçe hazırlarken de yapay zekadan destek alıyor. Bu sayede davayla ilgili yargı içtihatlarını referans göstererek argümanlarını güçlendiriyor ve karşı tarafın avukatları tarafından ileri sürülmüş veya sürülmesi öngörülen argümanlara karşı stratejik yanıtlar geliştiriyor. Bu örneklerde görüldüğü gibi yapay zekâ, avukatların daha etkili ve verimli çalışmalarına olanak tanıyor ve işlerini kolaylaştırıyor.

Dahası, avukatların dosyaya göre uyarlamaları gereken belgeleri hazırlama sürecini önemli miktarda kısaltıyor. Sözleşmeler, mahkemeye sunulan belgeler, müvekkiller için hukuki konularda güncel durum raporları ve duruşmalarda kullanılmak üzere görsel yardımlar gibi belge hazırlama süreçleri, yapay zekâ ile daha kolay hale geliyor.

Uluslararası Hukuk Teknolojisi Derneği'nin 2018 Teknoloji Anketi'ne göre, 700 veya daha fazla avukatı olan hukuk bürolarının tamamı yapay zekâ araçlarını kullanıyor veya yapay zekâ projeleri yürütüyor. Değişen teknolojiye uyum sağlayamayan büroların yakın gelecekte rekabet etmekte zorlanacağı aşikar. Deloitte Insight raporuna göre ise yapay zekâ, önümüzdeki yirmi yıl içinde hukuk sektöründe 100.000'den fazla destekleyici rolü otomatikleştirebilir.

Peki “Yapay Zeka avukatlığın sonunu getirecek mi?” diye endişelenmeli miyiz? Yapay zekâ, avukatlık ve diğer hukuk mesleklerinin sonunu getirmenin aksine bu alanda sınırsız fırsatlarla yeni kariyer yollarının da açılmasını mümkün kılıyor. Proje yöneticileri ve BT yöneticileri gibi, daha önce hukuk pratiği için hayati görülmeyen yeni iş rolleri ortaya çıkıyor. Teknoloji kullanımı birçok hukuk bürosunun hiyerarşisini değiştiriyor ve belirli beceri ve yeteneklere sahip bireylere fayda sağlıyor.

Avukatların Yapay Zekâ Çağında Dikkat Etmesi Gerekenler

Avukatlar için yapay zekâ araçlarından yararlanmak sadece bir düğmeye basmakla sınırlı olmamalı. Bu teknoloji, insan becerilerini tamamlayıcı bir şekilde kullanıldığında çok daha fazla verim sağlıyor. Avukatlar, yapay zekâ araçlarını seçerek, sorgular oluşturuyor, yanıtları değerlendiriyor ve gerektiğinde de güncelliyor.

Yapay zekânın, hukuk mesleğini daha önce görülmemiş şekillere dönüştürmesi ve yeni fırsatlar sunmasının yanı sıra ortaya çıkardığı bazı zorluklardan da bahsetmek gerek. Bu zorlukları azaltmak ve fırsatlardan en iyi şekilde yararlanabilmek için avukatlar, proaktif ve stratejik bir yaklaşım benimsemeli, yapay zekânın rolü ve kapsamı net bir şekilde tanımlanmalıdır. Otomatikleştirilebilecek, geliştirilebilecek veya makinelere devredilebilecek görevler ile insan gözetimi, muhakeme ve yaratıcılık gerektiren görevler ayrıştırılmalı ve belirlenmelidir. Ayrıca, yapay zekâ araçları kullanılırken veri gizliliği ve müvekkillerin mahremiyetine özellikle dikkat edilmelidir.

#Narin hala bulunamadı! #Narin hala bulunamadı!

İnsan Zekâsı Hala Kritik Bir Konumda

Yapay zekâ araçlarının verimli ve doğru hedefe yönelik kullanılmasında avukatların rolü son derece büyük. Yapay zekanın mahkeme süreçlerinde, stratejik kararları değerlendirme ve insanlarla ilişki kurma gibi konularda insan unsurunun yerine konulması elbette mümkün değil. Bu nedenle, yapay zekâ ile insan zekasının bir araya gelmesi gerekiyor.

Sonuç olarak, yapay zekanın hukuk pratiğini temelde değiştirmesi kaçınılmaz görünüyor. Ancak, bu değişikliklerin insan unsuruyla birlikte ele alınması ve yönlendirilmesi gerekiyor. (Günce)

www.netturk.com.tr

Editör: Haber Merkezi