Uzun zamandır alışverişe gitmiyorduk ailecek. Geçen çocuklara hediye almak geldi içimden. Hediyeleşmek sünnettir dinimizde. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hediyeleşmenin insanlar arasındaki sevgi¸ dostluk¸ muhabbet bağlarını geliştirdiğini; kıskançlık¸ bencillik¸ cimrilik gibi kötü huyları giderdiğini ve rızkın genişlemesine vesile olduğunu bildirmiş. Hediyeleşmeyi teşvik etmiş¸ verilen hediyenin haklı bir sebep yoksa kabul edilmesini istemiştir.

Dünyanın her yerinde vardır hediye geleneği. Hatta global pazarlama teknikleri ile hediyeleşmeye teşvik etmek için çeşitli günler bile türetmişler. Sevgililer günü, anneler günü, babalar günü v.s. gibi. Ama hediyeleşmenin en güzel ve anlamlı manası dinimizde var yine. Sevgi, dostluk, muhabbet bağlarını geliştirmeyi amaç edinen. Ne mutlu bize.

Ben de çocuklar da fırsat buldukça bunu yapmaya çalışıyoruz. Hediye dediğimiz şey illa öyle pahalı, gösterişli ya da dünya markası bir ürün olmak zorunda değil. Küçücük şeyler bile çok büyük değere sahip olabiliyor gönülden verildiğinde.

Biz de indirimleri de fırsat bilip bir outlet merkezine gittik. Hocam koskoca profesörsünüz ne işiniz var outler merkezlerinde demeyin. Devir tasarruf devri. Ayrıca tasarruflu davranarak çocuklara da örnek olmak zorundayız. Ben de bu yüzden bu tarz merkezleri seçmeye özen gösteriyorum alışveriş için. İstediğiniz markayı aynı kalitede daha uyguna bulabiliyorsunuz. Çocuklar da özellikle büyük kızım ve oğlum bu duruma alıştılar. Şimdiden alışveriş konusunda tasarruflu davranmayı öğrendiler, bu da beni mutlu ediyor.

Mutlu olduğum asıl diğer mesele küçük kızım Duru’mun halleri. Alışverişe gittiğimiz o gün çok güzel pijamalar gördük. Bütün aileye pijama aldık. Bunu gören Duru yanıma geldi ve, “Babacığım Şevval’le Helin’e de almayacak mıyız?” dedi. Hadi onlara da alalım kızım dedim. Sonra durdu,” Halamla enişteme almayacak mıyız?” dedi. Hadi onlara da alalım derken bir sürü pijama aldık. Çok hoşuma gitti bu davranışı. Küçücük çocuk kendisine bir şey alındığı zaman kuzenlerine de alınsın istiyor. Ne kadar güzel ne kadar masumane bir duygu. Kıskançlık yok, bencillik yok. Benim var onun olmasın mantığı yok. Halbuki günümüzde o kadar çok rastlıyoruz ki ‘Bende varsa onda olmasın’ mantığına. Küçücük çucuğun yaklaşımı herkese bir ders niteliğinde aslında.

Biz de küçükken rahmetli annem bize bir şey aldığı zaman yeğenlerine de alırdı. Ya da rahmetli Kasım dayım işi gereği hep il dışına giderdi. Ne zaman gitse ve yolda bir şey alsa bize de alırdı. Babam da öyleydi. Ramazan aylarında Atatürk Orman Çiftliğinden yoğurt getirirdi eve bir kısmını da dedemlere verirdik.

Biz bunları artık unuttuk. Ama küçük çoçuklar o küçücük yürekleri ile bize önderlik edebiliyorlar böyle konularda. Mesela ben ne zaman Duru’ya bir hediye alsam “baba ya Sare’ye?” diyor. “Sare bende görürse üzülür” diyor.

Aynı şey büyük kızım Delfin’de de vardır. Bir şey alındığı zaman “ Baba kuzenlerime de alalım” der. Sanberk de öyle. Geçen Delfin bir okula giysi yardımı yapılması gerektiğini söyledi. Yapalım dedim. Eşimin kardeşinin eşi öğretmen Balıkesir’de. İhtiyacı olan öğrenciler varmış. Oraya para gönderdi çocuklar.

Bu şu anlama geliyor. Çocuklara bir şey aşılarız ama uygulamada zorlayamayız. Sadece doğru yolu gösteririz. Ama onlar abartısız hiç şımarmadan paylaşmayı biliyorlar. Hediyeleşmeyi biliyorlar. Markaya merakları yok ya da giyseler bile outletten alıyorlar.

Ben evde çocuklarımda rahat rahat yemek yerken başka yerde çoçukların neler çektiğini onlara anlatıyorum. Bakın bu sofrayı buldunuz ama bizim bunu bulamadığımız günler vardı. Sadece zeytinle, peynirle, salçayla, makarna ile karnımızı doyurduğumuz çok gün oldu diyorum.

Azeriler hediyeleşme konusunda çok duyarlılar. Azerbaycanlı dostlarım ne zaman Türkiye’ye gelseler mutlaka hediye ile gelirler. Son gidişimde ben de onlara götürdüm. O kadar mutlu olmuşlar ki. Yılbaşı gecesi beni aradılar. Baktığınızda çok pahalı şeyler değil ama düşünmem ve onu hatırlamam çok hoşlarına gitmiş. İşte o sevgi, dostluk, muhabbet bağları küçücük paketlerle daha da değerleniyor. Dedim ya paketin içinde ne olduğunun önemi yok önemli olan gönülden verilmiş olması. Karşı tarafa hatırlandığının, değer verildiğinin, sevildiğinin hissettirilmesi.

Yarım elma gönül alma derler. Bir gönül almaktan daha değerli ne alabilirsin bu hayatta?

Kalın sağlıcakla.