Bu resmin müthiş bir hikayesi var.
At üstünde çıplak, utangaç bir kadın...
Bu güzel kadının adı Lady GODİVA.
Hikayeye göre: Lady Godiva, hem sadakatin, hem başkaldırının, hem tutkunun, hem şefkatin hikayesidir.
Halk 11. yüzyıl'da İngiltere Coventry'de uygulanan ağır vergilerden isyan halindedir.
Vergileri arttıran Lord Leofric'in eşi Lady Godiva halktan yana tutum alır. Eşini vergileri indirmesi yönünde ikna etmeye çalışır.Lady'nin ısrarından rahatsız olan Lord Leofric, eşine asla kabul edemeyeceğini düşündüğü bir teklif yapar.
Lady Godiva'nın at sırtında, sadece saçlarına sarınarak, Coventry sokaklarını boydan boya geçmesi koşuluyla vergi yükünü azaltacaktır.
Lady Godiva'nın buna cesaret edemeyeceğine inanan Lord eşinin baskılarını bu şekilde kıracağını düşünür.
O an geldiğinde, Lady Godiva atının üzerinde vakur ve kendinden emin olarak geçişini yapar.
Bu durumu öğrenen halk, dükkanlarını kapatır evlerine girer. Lady'nin onuruna kimse sokağa adımını atmaz, hiçbir pencerenin perdesi aralanmaz. Lady'nin bu cesur davranışı karşısında, ona duydukları derin saygıyı gözlerini kapatarak gösterirler.
Lord Leofric eşine verdiği sözü tutar, vergileri, indirir.
Bu olaydan sonra Lady Godiva'nın cesareti, kararlılığı, saflığı, tutkusu ve güzelliği pek çok sanatçıya ilham kaynağı olur.
Şimdi kıssadan hisse:
Halkı için bunu yapan kadını mı?
Vergileri indiren Lord'u mu?
Yoksa bu asil davranışın karşısında asil davranan halkı mı?
Kim daha çok tebrik etmeli?